16 Şubat 2011 Çarşamba

DÖNGÜ

Uludağ narin bir balerin, bizse eteklerine yapışmış dönüp duruyoruz. Oysa daha demin gibiydi, yanımızdan geçerken lodosa karışıp dönen tozlar şimdi döne döne düşen karın altındalar.. Şimdi yenilenen takvim yapraklarında yeni çıplak kızlar erkeklere zamanın geçtiğini unutturuyorlar. Masamın üstünde her biri bir haftaya denk gelen üç yaprağı kaldı takvimin. Bir haftada ne kadar çok yaşar insan, bir yaprağa ne kadar çok şey yazar. Yaşarken fark etmediği insanın, yazıldığında ne kadar da parlar.

Bir şeyi daha anladım yılı devirmeden; kaybedecek şeyi çok olanlar hayallerine kavuşamazlar. Koca yıl boşa geçmemiş yani. Dünya güneşin etrafında turunu tamamlarken, akrep yelkovana sırtını dayamış altmış adımdan sonra bir zahmet ilerlerken, bir şeyi öğrenmek için ne kadar yaşamamız gerektiğini bilemezken, belki de hiç öğrenemezken takvim yaprakları arasında dönüp duruyoruz işte..  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder