16 Şubat 2011 Çarşamba

DOYMAK

Benim de genetiğimi değiştirip tadımı bozarlarsa anlarsınız değerimi diye düşündü incir. Hem onbir ay bekliyorsunuz yemek için meyvemden hem ben size baldan tatlı meyveler sununca doyuyorsunuz hemen. Oysa eskiler böyle miydi? Şu insanlar çok nankör olmaya başladılar. Ben sizin ilk atalarınızı bilirim tek bir meyvemi bile boşa harcatmazlardı. Kollarının gücüne çok önem verirlerdi ve ben onlara bol bol sunardım bu gücü. Meyvemin sapından süt, ucundan bal damlatırdım. Muhtemeldir ki ballı sütü de benden öğrendi insanoğlu.
Elma gibi günahlara da itmedim insanoğlunu, üstelik yaprağımla Havva Ananızın mahrem yerini örterdim. Ki düşünün hepiniz Havva Ana’nın o mahrem yerine borçlusunuz hayatınızı. Yine de bilemiyorsunuz ya kadrimi… Onbir ay hazırlık yapıyorum. Meyvemin kabuğundan, içindeki çekirdeğine kadar en lezzetli halini sunmaya adıyorum kendimi, başka da şu dünyada ne işim var ki.. Geldi mi yılın en sıcak ayı terleye terleye olgunlaştırıyorum meyvelerimi. Oysa siz üç beş tane yiyince kesiliveriyorsunuz. Tatlı olmak da suç, bu kadar yoğun tadı sunmak da. Ben de mi kabahat yoksa siz mi kadir bilmezsiniz. Bitince meyvelerim onbir ay özlersiniz. Lezzet dolu çekirdeklerimi küçümseyen deyimler yaratmışsınız bir de yetmezmiş gibi. Sanki büyük olan, şatafatlı olan her şey güzelmiş de küçülünce nesneler değersizleşirmiş. İncir çekirdeğini doldurmayan şeylerde önemli ve değerli olabilir bilesiniz.
Merak ederim benden başkasına da böyle misiniz? Cömertlik değersizleştirir mi tadları, anlamları? Hadi ben her sene usanmadan sunarım size meyvelerimi de başkaları öyle mi.. Bazen hayat bir kere sunar fırsatları kıymetini bilemezseniz çeker gider. Yok yok böyle olmayanlar da var bilirim. Zeus’un oğlu vardı mesela Herakles benimle beslenirdi. Bütün düşmanlarını benimle yenerdi.  Hala var böyle kahramanlarınız. Ki ben onları görünce bakışlarından anlarım bana olan sevgilerindeki cömertliklerini. Dallarımı eğmek isterim, güneşe en yakın meyvelerimden vermek için. Ne yazık ki az kaldı insanların değer bileni…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder